Siyonizm, Yahudi halkının Filistin topraklarında bir devlet kurma ve sürdürme hareketi olarak 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış bir ideolojidir. Siyonizm’in kurucusu olarak kabul edilen Theodor Herzl, 1896’da yazdığı “Der Judenstaat” (Yahudi Devleti) adlı eserinde bu ideolojiyi savunmuştur.
Günümüzde “siyonist güçler” ifadesi genellikle İsrail devleti ve onu destekleyen uluslararası kuruluşlar ve hükümetler için kullanılmaktadır. Ancak, bu ifade çoğu zaman tartışmalı ve siyasi bir anlam taşır, ve zaman zaman antisemitik söylemlerde de kullanılır.
Dünyada siyonizmi destekleyen bazı güçler ve gruplar şunlardır:
- İsrail Devleti: Siyonizmin en somut sonucu İsrail devletinin kurulmasıdır. İsrail, Yahudi halkının anavatanı olarak kurulmuş ve siyonist ideolojiyi benimsemiştir.
- Amerika Birleşik Devletleri: ABD, İsrail’in en güçlü müttefiklerinden biridir ve İsrail’e geniş ekonomik, askeri ve diplomatik destek sağlar.
- Avrupa Birliği ve Batı Ülkeleri: Çoğu Batı ülkesi İsrail ile iyi ilişkilere sahiptir ve İsrail’i destekleyen politikalar izler.
- Dünya Yahudi Kongresi ve Diğer Yahudi Örgütleri: Bu tür organizasyonlar dünya çapında Yahudi topluluklarını temsil eder ve genellikle İsrail’i ve siyonist ideolojiyi destekler.
- Bazı Hristiyan Siyonist Gruplar: Özellikle Amerika’da bazı Hristiyan gruplar, dini inançları doğrultusunda İsrail’i destekler ve siyonizmi teşvik ederler.
Bu gruplar ve ülkeler, siyonizmin farklı boyutlarında rol oynayabilir ve siyonist hedeflere destek verebilirler. Ancak, bu desteğin boyutu ve niteliği siyasi, ekonomik ve sosyal bağlamlara göre değişebilir.
İsrailin Vahşetleri
İsrail’in eylemleri ve politikaları, özellikle Filistin topraklarında ve Filistinlilere yönelik uygulamaları nedeniyle sıkça eleştirilmektedir. Bu eleştiriler, çeşitli sivil toplum örgütleri, uluslararası kuruluşlar, gazeteciler ve insan hakları savunucuları tarafından dile getirilmektedir. Aşağıda, İsrail’in Filistinlilere yönelik bazı uygulamaları ve bu uygulamaların uluslararası kamuoyunda nasıl algılandığına dair bazı örnekler bulunmaktadır:
1. Gazze Ablukası
Gazze Şeridi, 2007 yılından bu yana İsrail ve Mısır tarafından kara, deniz ve hava ablukası altında tutulmaktadır. Bu ablukalar, Gazze’deki insanların yaşam koşullarını ciddi şekilde etkilemekte, ekonomik faaliyetleri kısıtlamakta ve insani yardımların ulaşmasını zorlaştırmaktadır. BM ve diğer uluslararası kuruluşlar, bu ablukayı “toplu cezalandırma” olarak nitelendirmiştir.
2. Askeri Operasyonlar
İsrail, Gazze’ye yönelik çeşitli askeri operasyonlar gerçekleştirmiştir. Bu operasyonlar sırasında büyük can kayıpları yaşanmış, siviller zarar görmüş ve altyapı ciddi şekilde tahrip olmuştur. Özellikle 2008-2009, 2012, 2014 ve 2021 yıllarında gerçekleştirilen operasyonlar, büyük eleştiriler almıştır. Uluslararası Af Örgütü ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kuruluşlar, bu operasyonlarda savaş suçu işlendiğini iddia etmektedir.
3. Yerleşim Politikaları
İsrail, 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı’ndan sonra işgal ettiği Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te Yahudi yerleşimleri inşa etmeye başlamıştır. Bu yerleşimler uluslararası hukuka göre yasadışıdır ve Filistin topraklarının parçalanmasına neden olmaktadır. Yerleşimlerin inşası, Filistinlilerin evlerinden ve topraklarından zorla çıkarılmasına yol açmaktadır.
4. Filistinli Mahkumlar
İsrail, Filistinli mahkumlara yönelik kötü muamele ve işkence iddialarıyla sıkça eleştirilmektedir. Filistinli çocuklar da dahil olmak üzere binlerce Filistinli, idari tutuklama adı verilen uygulama ile mahkemeye çıkarılmadan uzun süre hapiste tutulmaktadır.
5. Etnik Temizlik ve Zorla Tahliyeler
İsrail, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’da Filistinlilere ait evleri yıkmakta ve onları zorla tahliye etmektedir. Özellikle Doğu Kudüs’teki Şeyh Cerrah mahallesinde yaşanan olaylar, uluslararası kamuoyunda büyük tepki çekmiştir.
6. İnsan Hakları İhlalleri
İsrail’in Filistinlilere yönelik uygulamaları, insan hakları örgütleri tarafından sıkça kınanmaktadır. Bu ihlaller arasında yargısız infazlar, işkence, seyahat kısıtlamaları, gösterilere aşırı güç kullanımı ve sağlık hizmetlerine erişim engellemeleri bulunmaktadır.
Uluslararası Tepkiler
İsrail’in bu eylemleri, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve çeşitli ülkeler tarafından eleştirilmekte ve kınanmaktadır. Ancak, İsrail’in güçlü müttefikleri ve diplomatik desteği nedeniyle bu eleştiriler genellikle somut yaptırımlara dönüşmemektedir.
Sonuç
İsrail’in Filistinlilere yönelik politikaları ve uygulamaları, uzun yıllardır süren çatışmanın ve acının önemli bir parçasıdır. Bu durum, barış ve adalet arayışında olan taraflar için büyük bir engel teşkil etmektedir. Uluslararası toplum, bu sorunların çözümü için çeşitli diplomatik girişimlerde bulunmuş olsa da, kalıcı bir çözüm henüz bulunamamıştır.
Amerika Vahşetleri

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) tarih boyunca çeşitli zamanlarda gerçekleştirdiği askeri ve siyasi eylemler, insan hakları ihlalleri, yerli halklara yönelik kötü muameleler ve diğer tartışmalı politikalar nedeniyle eleştirilmektedir. Aşağıda, ABD’nin tarihindeki bazı önemli olaylar ve bu olayların uluslararası kamuoyunda nasıl algılandığına dair örnekler bulunmaktadır:
1. Kızılderili Soykırımı ve Yerli Halklara Yönelik Politikalar
ABD’nin kuruluşundan sonraki dönemlerde, yerli Amerikan halklarına karşı sistematik bir şekilde uygulanan şiddet ve yerinden etme politikaları büyük can kayıplarına ve kültürel yıkıma yol açmıştır. Özellikle “Gözyaşı Yolu” olarak bilinen zorunlu göç, binlerce yerli Amerikanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Ayrıca Amerikan’ın kızılderili katliamı yazımızı okuyabilirsiniz
2. Kölelik ve Irkçılık
Afrikalıların zorla Amerika’ya getirilip köle olarak çalıştırılması, ABD tarihinin en karanlık dönemlerinden biridir. Kölelik, 1865’te kaldırılmasına rağmen, ırkçılık ve ayrımcılık politikaları uzun süre devam etmiştir. Jim Crow yasaları, sivil haklar hareketine kadar birçok Afrikalı Amerikalının haklarını kısıtlamıştır.
3. İkinci Dünya Savaşı ve Atom Bombaları
1945’te, ABD, Japonya’nın Hiroşima ve Nagasaki şehirlerine atom bombası atmıştır. Bu saldırılar, yüz binlerce sivilin ölmesine ve uzun vadeli radyasyon etkileri nedeniyle büyük acılara neden olmuştur. Bu olaylar, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar tartışmalarına yol açmıştır.
4. Vietnam Savaşı
Vietnam Savaşı sırasında ABD’nin gerçekleştirdiği askeri operasyonlar, büyük can kayıplarına ve yıkıma neden olmuştur. Özellikle “My Lai Katliamı” olarak bilinen olayda, ABD askerleri yüzlerce sivili katletmiştir. Ayrıca, kimyasal silahlar (örneğin Agent Orange) kullanımı nedeniyle hem çevreye hem de insanlara büyük zarar verilmiştir.
5. Irak Savaşı ve İşgali
2003 yılında ABD’nin Irak’a müdahalesi ve işgali, kitlesel yıkıma, sivil kayıplara ve büyük bir insani krize yol açmıştır. Savaşın gerekçesi olarak gösterilen kitle imha silahlarının bulunamaması, savaşın meşruiyetini tartışmalı hale getirmiştir. Ayrıca, Ebu Garib hapishanesinde mahkumlara kötü muamele ve işkence uygulandığı ortaya çıkmıştır.
6. Afganistan Savaşı
11 Eylül 2001 saldırılarının ardından ABD’nin Afganistan’a yönelik askeri müdahalesi, Taliban rejimini devirmeyi amaçlamıştır. Ancak, savaş uzun yıllar sürmüş, büyük sivil kayıplara ve yıkıma neden olmuştur. Savaş sırasında işkence ve insan hakları ihlalleri rapor edilmiştir.
7. Guantanamo Bay ve İşkence İddiaları
Küba’daki Guantanamo Bay askeri hapishanesi, “terörle savaş” kapsamında tutuklanan kişilerin tutulduğu yer olarak bilinmektedir. Burada tutuklulara yönelik kötü muamele ve işkence iddiaları, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından sıkça eleştirilmiştir.
8. Polis Şiddeti ve Sistemik Irkçılık
ABD’de polis şiddeti ve sistemik ırkçılık, özellikle Afrikalı Amerikalılara yönelik olarak devam etmektedir. George Floyd’un 2020 yılında polis tarafından öldürülmesi, dünya çapında protestolara ve “Black Lives Matter” hareketinin büyümesine yol açmıştır.
Uluslararası Tepkiler
ABD’nin bu eylemleri, Birleşmiş Milletler, insan hakları örgütleri ve birçok ülke tarafından eleştirilmiştir. Ancak, ABD’nin küresel siyasi ve ekonomik gücü nedeniyle bu eleştiriler genellikle somut yaptırımlara dönüşmemektedir.
Sonuç
ABD’nin tarihindeki bu eylemler ve politikalar, insan hakları ve uluslararası hukuk açısından ciddi sorunlar teşkil etmektedir. Bu olaylar, dünya genelinde ABD’ye yönelik eleştirilerin ve tepkilerin odak noktası olmuştur. ABD’nin bu tür eylemlerinin gelecekte tekrarlanmaması ve uluslararası hukuk ve insan haklarına saygı gösterilmesi, küresel barış ve adalet açısından büyük önem taşımaktadır.